Burnett, Gizli Bahçe'de karşımıza huzurlu sakin barış içinde ideal bir dünya çıkartıyor. Hindistan'da çocukluk yıllarını geçiren Mary, ailesinin ani ölümünün ardından İngiltere'deki varlıklı akrabasının malikanesine gelir. Yüzlerce odası bulunan bu evde esrarengiz sesler duyulmaktadır. Malikanenin arazisi içindeki duvarlarla çevrili gizli bahçe ise sırlardan bir diğeridir. Gizli bahçe kahramanlarımızın kendilerini keşfettikleri gizemli bir alana dönüşecek, bahçeyi yeşertmekle, oraya hayat vermekle kurumaya

Comtesse de Ségur'ün küçük kahramanı yaramazlıkların, muzipliklerin başı Sophie, bu kez başına olmadık işler gelmiş biri olarak karşımıza çıkıyor. Ondokuzuncu yüzyılın edebiyat geleneğinde önemli bir yer tutan gezi, yolculuk, seyahat ya da serüven edebiyatı adlarını verdiğimiz tür, burada çocuk edebiyatı alanından bir örnek sunuyor. Sophie'nin Yaramazlıkları kitabında olaylar gündelik hayatın içinden alınmıştı. Burada ise asıl serüveni Sophie'nin kuzeni Paul'ün bir gemi kazası sonrası yaşadıkları oluşturuyo

Haydutlar kralı Robin Hood, zenginlerden alıp yoksullara verir. Arkadaşları ile birlikte haksızlığın kol gezdiği her yerde ortaya çıkıp korkusuzca zayıfların, güçsüzlerin yanında yer alır. İyilerin koruyucusu, Aslan Yürekli Richard'ın yanında yer alan ve ona bağlılığını hep koruyan Robin Hood'un eylemleri, Nottingham Şerifi'nin öfkesini çeker. Sherwood ormanlarının kralı Robin Hood, Şerif'in biricik hedefine dönüşür.

Yayınevimiz tarafından basılan Sophie'nin Yaramazlıkları ile Tatiller romanlarının olayları arasında kalan zaman boşluğunu bu üçüncü romanın sürükleyici olayları dolduruyor. Sophie'nin dünyası ile Camille ve Madeleine adlı iki küçük kızın yaşadıkları dünya, birbirine taban tabana zıt olan iki eğitim ve yetiştirme anlayışının karşılaşması anlamına geliyor. Otoriter bir kişiliğe sahip olan ve eğitimi şiddetle gerçekleştirebileceğini sanan Sophie'nin insafsız üvey annesi, sadece yanlış bir yetiştirme tarzının

Tiyatro ve anlatı türündeki yapıtlarında hayatın trajik ve duygusal kırılma anlarını konu alarak yürek burkan insan manzaraları çizen Çehov, bu kitabında her sahneyi, hatta en trajik ya da duygusal anları bile bir durum komedisine çevirerek, insan davranışlarının ardındaki acımasızlığı ve ikiyüzlülüğü açığa çıkarıyor. Hicvin sınırları içerisinde, seçimi ne olursa olsun öykü kahramanı Kaştanka adlı sevimli köpeğin ahmaklığını ve çaresizliğini gözler önüne seriyor.

Küçük Prenses'in kahramanı Sara, zengin olmasına rağmen paraya önem vermeyen, alçakgönüllü, gururlu ve çok çalışkan bir çocuktur. Hindistan'da doğup büyüyen Sara, yüzbaşı olan babası tarafından İngiltere'de yatılı okula verilir. Babasının beklenmedik ölümünün ardından, küçük Sara'nın tüm hayatı ve elbette okuldaki konumu da kökten değişecektir. Frances H. Burnett, birçok dile çevrilen ve çizgi filme de aktarılan bu romanında alçakgönüllülük ve sabrın en yüce erdemler olduğunu gösteriyor.

Selma Lagerlöf, çocuk kitabı alanında hâlâ aşılmayan bir örnek sunuyor. Yazar, döneminde sıkıcı hayat bilgisi derslerini çocuklar için ilginç ve eğlenceli bir hale getirmek amacıyla, öğretmen arkadaşının önerisi üzerine iki yıllık bir inceleme ve araştırma sonucunda bu metni yazmıştır. Daha yayınlandığı yıl dünyanın dört bir yanından gelen çocuk ve veli mektupları, metnin bir klasik olacağını göstermeye yetmiştir. Dünya çocuklarının ellerinden düşürmedikleri, Nils'in öğretici maceraları sizlere sımsıcak bir

Sophie dizilerinin yazarı, bu kez fabl ve hayvan masalları türünden yararlanarak, artık çok iyi tanıdığımız gerçek dostlarımızın dünyasına düşünen, duyguları olan, biraz haşarı bir eşeği sokuyor. Durmadan aile ya da sahip değiştiren bu sevimli dostumuz, burnunu soktuğu her yeri karıştırıyor; yanlışları doğrularına ağır basıp duruyor. Dostumuz, bir tür eğitim sürecinden geçip aklı başında bir eşeğe dönüşüyor; bizler de, bu hayvanlara, çok daha farklı gözlerle bakmayı öğreniyoruz.

Çocuk edebiyatının önemli kalemi E. Nesbit, bir kısmı gerçeğin, olguların; bir kısmı da gerçek ötesi büyülü olanın, sihrin, masalın hatta fantastik olanın dünyasında geçen öyküleriyle tanınır. Yazarın yayınevimizden çıkan bu ikinci kitabında, çocuklar, tarih öncesinden kalma tuhaf bir kum perisi ile karşılaşıyorlar. Alaattin'in cini türündeki bu peri, ondan farklı olarak huysuz, mızmız, itici bir yaratık. Dilekleri yerine getiriyor, ama bir günlüğüne. Günbatımında etkisini yitiriyor gerçekleşen dilekler. Ne

Demiryolu Çocukları kara trenlerin ardından heyecan, sevinç ve şaşkınlıkla el sallayan çocukların maceralarını anlatmasına rağmen, teknolojik çağımızda hâlâ güncelliğini koruyan bir roman. Roberta, Peter ve Phyllis, babalarının yokluğunda, ne evlerinin kirasını, ne de aşçı ve hizmetçilerinin aylıklarını karşılayacak güçleri bulunduğu için, yaşadıkları kasabadan ayrılıp uzaklara, yakınından bir demiryolu geçen kırsal bir bölgeye taşınmak zorunda kalırlar. Yeni taşındıkları ev bakımsız ve soğuktur, kilerleri

19 yüzyılın sonuna doğru Avrupa, isli, karanlık fabrika kentleriyle dolup taşar. Karları, ovaları, kırları, yeşillikleri, keçileri ve çoban şarkılarıyla Heidi'nin ve dedesinin dünyası, o aşağıdaki kasvetli dünyaya karşı romantik bir seçenektir. Aşağıdaki hayat aksi, asık suratlı, mutluluğu unutmuş insanların hayatıdır. Heidi bir yandan da dönemin doğa içinde eğitim anlayışının ilginç bir örneğini sunar. Roman bu yanıyla günümüzün kentlerinde beton duvarlar arasına sıkıştırılmış eğitim anlayışına verilmiş bi

TOM SAWYER MARK TWAIN Tom Sawyer, ünlü Amerikalı yazar Mark Twain'in kendi hayatından izdüşümleri ta­ şıyan bir macera romanıdır. Biraz romantik, biraz mizahi öğelerle süslü bu romanda, ilk bakışta, pek de örnek alınacak bir çocuğun maceraları anlatılmaz. Ancak Tom'un her güçlüğün üstesinden gelmeyi bilmesi, üs­ telik kendi hayatını yönlendirecek kararlar alması, kitabın sadece çocuklar tarafından değil, aynı zamanda büyükler tarafından da sevilen bir klasik olmasını sağlamıştır.

Amerikan çocuk edebiyatının öncülerinden biri olan L. Frank Baum, bu kitabında, çocuklar için yazılan peri masallarına tam anlamıyla modern bir kimlik kazandırıyor. Kansas'ta, köpeği Toto ve ailesiyle yaşayan Dorothy bir gün kendini bir kasırganın kollarında bulur. Kasırga onu köpeği ile birlikte Oz ülkesine indirince orada tuhaf yaratıklarla karşılaşır: Aslanların yüz karası bir aslan, ahı gitmiş vahı kalmış bir korkuluk, tenekeden bir adam; hep birlikte Oz Büyücüsü'nü aramaya koyulan Dorothy ve arkadaşlar

Yaşlı ağaç oymacısı Geppetto, akrobat gibi sıçrayıp taklalar atan bir tahta kukla yapmaya karar verir. Ortaya gerçek çocuklar gibi hareket edip davranan haşarı bir kukla çıkar. Pi nok yo, yüz yı lı aş kın bir sür ed ir ço­ cukl ar ta ra fınd an çok se vi le rek oku nan bir kla sik. Ger ek ki tap la rıy la, ge rek film ler i ve oyun la rıyl a ha ya tım ız ın bir parç a sı olm as ı­ nın ne de ni, il ginç öy küs ü ve içer di ği fan tas­ tik öğe le ri ka dar, hiç kuş ku suz Pi nok yo'nun, as lın da he pi mi zin

POLLYANNA ELEANOR H. PORTER Anne ve babasını kaybeden Pollyanna, Beldingsville adlı küçük kente, teyzesinin yanına gider. Asık suratlı, işgüzar, dediğim dedik, sevgisini gizlemeyi erdem sayan bu kadın, Pollyanna'nın etrafındaki herkese bulaşan iyimserliği karşısında bocalayıp duracaktır. Pollyanna dertli, yalnız, hasta, karamsar, hayattan umudunu kesmiş insanlara bardağın dolu olan yarısını görmeyi öğretecektir.

SEKSEN GÜNDE DEVRİÂLEM JULES VERNE Bilimsel keşiflerin baş döndürücü bir hızla ilerlediği on dokuzuncu yüzyılın yarısında, teknolojik buluşlar hayatın bütün akışını giderek değiştirmekte, buhar gücüyle çalışan taşıtlar, hayal bile edilmeyen uzakları yakın kılmaktadır. Phileas Fogg'un, sadece seksen günde dünyanın çevresini dolaşabileceği iddiası, serüven tutkusuna dayalı özgüveni olduğu kadar, bilim ve teknolojinin olanaklarına duyulan inancı da yansıtır. Roman birçok kez sahnelenmiş, sinemaya aktarılmış, ç

Alice Harikalar Diyarında ve onun devamı niteliğindeki Aynanın İçinden, Lewis Carroll'ın ölümsüzleşmiş iki romandır. Kitapta, Alice aynadan geçip başka bir dünyaya ulaşır. Bu dünyanın tuhaf sakinleri ne tam anlamıyla satranç figürleri ne de çocuk öykülerinin karakteridirler. Konuşan çiçekler ve böceklerle bu tuhaf dünyaya ait her şey, mantığın sınırlarını zorlar. Alice, bu aykırı dünyada satranç oyununun kurallarına göre hareket ederek; Piyonluktan Kraliçeliğe (Vezirliğe) yükselmek isteyince, oyunun hamlele

Alice Harikalar Diyarında ve onun devamı niteliğindeki Aynanın İçinden, Lewis Carroll'ın ölümsüzleşmiş iki romandır. Kitapta, Alice aynadan geçip başka bir dünyaya ulaşır. Bu dünyanın tuhaf sakinleri ne tam anlamıyla satranç figürleri ne de çocuk öykülerinin karakteridirler. Konuşan çiçekler ve böceklerle bu tuhaf dünyaya ait her şey, mantığın sınırlarını zorlar. Alice, bu aykırı dünyada satranç oyununun kurallarına göre hareket ederek; Piyonluktan Kraliçeliğe (Vezirliğe) yükselmek isteyince, oyunun hamlele

Kan ca Jam es, can düş ma nı Pet er Pan'a, Kim sin sen? di ye so rar. Pe ter Pan cev ap ve rir: Gençl i ğim ben, ne şe yim! Barr ie'nin Pe ter Pan ad lı ya pı tın ın yo rum lan mas ı na gi den yol u aça bi le cek en vurucu cüm led ir bu. Bü yü me ye di re nen Peter Pan, yitirilmiş cennete, çocukluğa duyulan hüzünlü özlemi, büyümekten duyulan korkuyla birleştirip okuru yüreğinden yakalıyor.

SOPHIE'NİN YARAMAZLIKLARI COMTESSE DE SÉGUR Moskova Valisi'nin kızı Sophie Rostopchine, Kont Eugene de Ségur ile evlenip (1819) Paris'e yerleşmiş, torunlarına anlatageldiği öyküleri, yıllar sonra kaleme almış bir soy­ ludur. Sonuç, Yeni Peri Öyküleri, Sophie'nin Yaramazlıkları, Küçük Örnek Kızlar ve Tatil- ler adlı bugün klasikleşmiş çocuk kitapları­ dır. Metin, yazarın kendi çocukluğundan iz­ ler taşır. İşte, diye yazar de Ségur, torunu Elisabeth Fresneua'ya, büyükannenin ço­ cukluğundan çok iyi tanıdığı k