Sonucu Daralt
Yayıncı Kategori
(x)Türk Klasikleri
Fiyat Aralığı
Eser Sahibi
Sıralama : Göster :
Toplam 62 kayıt bulunmuştur Gösterilen 40-60 / Aktif Sayfa : 3
A. Mithat Efendi'nin Acâib-i Âlem (Dünyanın Olağanüstülükleri) adlı yapıtı, yazınımızda gezi romanı, öteki adıyla yolculuk romanı türünün ilk ve en başarılı örneğidir. Subhi Bey ve yakın arkadaşı Hicâbi Bey'in, dünyanın olağanüstülüklerini görmek amacıyla Kuzey Kutup dâiresine yolculuklarını anlatan yapıt, Jules Verne'in romanlarında olduğu gibi okuru bilmediği, ilginç yerlerde gezdirir; hiç bilmediği şaşırtıcı insanlarla tanıştırır. Bu yolculukta kahramanlarımıza, Subhi Bey'le aralarında sonradan aşka dönü
40 TL.
Halûk'un Defteri, Tevfk Fikret'in 1900'de yayımlanan Rübâb-ı Şikeste'den sonra, 1911'de yayımladığı ikinci şiir kitabıdır. Fikret bu kitabında, Servet-i Fünûn dönemindeki şiir güzelduyusunu değil ama dünya gö- rüşüne koşut olarak şiir içeriğini değiştirmiş, daha çok savaşımcı, gençliğe yol gösterici bir tavır takınmıştır. Bu kitapta yer alan şiirlerdeki düşüncelerin, yeni Türkiye'yi kuran kuşakları etkilediğine kuşku yoktur.
18 TL.
Ahmed Mithat Efendi'nin Çengi adlı romanı, Osmanlı yaşamında çok yaygın olan vur patlasın çal oynasın âlemlerinde çengilik yaparak ünlenen Sümbül Hanım ile anasız büyüyen, bundan dolayı yanlış terbiye edilen Cemal Bey'in ve Melek Hanım'ın baş- larından geçenleri anlatıyor. Yer yer merak romanı, yer yer polisiye tadındaki anlatı- mıyla, yazarın en iyi romanları arasında sayılabilecek olan Çengi, yazınımızda klasik nitelemesini hak eden bir yapıt.
24 TL.
Ahmed Mithat Efendi'nin ilginç romanlarından biri olan Dürdâne Hanım, bir öc alma öyküsünü anlatır. Acem Ali bey ya da öteki adıyla Ulviye Hanım, Dürdâne Hanım'ın öcünü, onu aldatan çapkın Mergub Bey'den nasıl alacaktır? Ya da alabilecek midir? Ya da, bakalım Dürdâne Hanım, öcünün alınmasını istemekte midir? Yazar bu soruların yanıtlarını, meraklandıran ve heyecanlandı- ran bir anlatımla veriyor.
24 TL.
XX.yüzyılın başında Batıcılar, Batılı değeryargılarını kabul etmiş bir Osmanlı toplumu;ulusçuluğu kesinlikle reddeden İslâmcılar,ümmetçi ilkelere dayalı bir toplum yapısını önerirken; Türkçüler, bağımsızlıkları içinbirer birer başkaldıran Hıristiyan uyruklarınetkisiyle ulusal devlet anlayışını savunuyorlardı. İşte Ziya Gökalp, 1918'de yayımlananTürkleşmek İslâmlaşmak Muâsırlaşmak'takiyazılarında, birbirleriyle savaşım içinde olanbu akımların bir bireşimini yapmayı amaçlar.Ziya Gökalp, 1923'te yayımlanan Tür
20 TL.
Romanlarında okurlarını hem eğlendirmeyi hem de eğitmeyi amaçlayan Ahmed Mithat Efendi'nin amacına en çok ulaşan yapıtı Felâtun Bey ile Râkım Efendi'dir. Yazar, özyapıları birbirlerine bütünüyle zıt kahramanlarından Râkım Efendi'yi betimlerken örnek olarak kendisini almıştır. Felâtun Bey, Râ- kım Efendi'nin fotoğraf negatifi gibidir. Bu ikilinin yaşamlarına iki İngiliz kız kardeş ve aileleri girer ve Ahmed Mithat Efendi'nin yazınımızın belki de ilk güldürü öğeleri içeren romanındaki olaylar böylece başlar.
27 TL.
Yazınımızın önemli başyapıtlarından Eylül romanının yazarı Mehmet Rauf'un Define ve devamı Kan Damlası adlı romanları, polisiye roman türünün sürükleyici örneklerindendir. Kan Damlası, vahşice işlenen iki cinayetin kaatillerinin yakalanması sürecini anlatan ve yayımlandığı dönemde olduğu kadar, bu gün de aynı zevkle ve heyecanla okunacak usta işi bir romandır.
18 TL.
Yunus Emre, şiirlerinde ilâhî aşkı yansı- tır; yaratandan ötürü yaratılanı sever, yetmiş iki millete bir gözle bakar, dövene elsiz, sövene dilsizdir. Şiirleriyle ilâhî düşünceyi yansıtırken, insanı gözden ka- çırmayarak, karışıklıklarla dolu döneminde Anadolu halkına gerçek anlamda, bütün çağlarda geçerli olacak insan düşüncesini yaymaya çalışmıştır. Bu şiirlerde, kimi dinsel terimler dışında dil ve anlatım oldukça yalındır ve bu özelliğiyle, güzelduyusal şiir dilini yakalamıştır. Beyit ya da dörtlük birimi
20 TL.
Ahmed Mithat Efendi'nin yazınımızda polisiye romanın ilk örneği sayılan Esrâr-ı Cinâyât (Cinayetlerin Sırrı) romanı, hem sürükleyici konusu, hem de yazarın kendisine özgü anlatımlarıyla dikkati çekmektedir. Bir gazetenin cinâyet haberiyle başlayan zekî ve becerikli müstantik (polis dedektifi) Osman Sabri, kılık değiştirme ustası olan yardımcısı Necmi ve kendisini halkın sesi olarak gören *** gazetesi yazarının çabalarıyla, yüksek düzeydeki bir görevlinin koruduğu kalpazan çetesinin ortaya çıkarılmasıyla son
36 TL.
Eylül, mutlu bir evlilik sürmesine karşın eşi Süreyya Bey'in arkadaşı Necib Bey ile gizli bir aşk yaşayan Suad Hanım'ın çıkmazları- nı, dönemine göre oldukça derin ve ayrıntılı bir psikolojik yaklaşımla ele alıyor. Bu özelli- ğinden ötürü Eylül, Türk edebiyatının ilk psikolojik romanı olarak kabul edilmektedir. Bir yaz, Boğaziçi'nde bir yalı kiralayan Süreyya Bey ile Suad Hanım'ın aile dostu Necib onları sık sık ziyaret eder, gece yatılarına kalır. Necib Bey'in derin bir saygı beslediği Suad Hanım'a ilgisi
33 TL.
Türk edebiyatında köy ve köylü konusunu işleyen ilk yapıt olan Karabibik, Talip Apaydın'dan Kemal Tahir'e birçok yazarımızı etkilemiştir. Nâbizâde Nâzım'ın yapıtında bir köyü, köy yaşamını, gözleme dayandığı besbelli olarak bu denli ustalıkla canlandırması şaşırtıcıdır. Karabibik'te, örneğin Namık Kemâl'in İntibâh romanında olduğu gibi her hangi bir ahlaksal ders verme amacı güdülmez. Yansız bir tutum takınılır. Karabibik, aynı yazarın bu dizide yayımladığımız Zehra romanıyla birlikte edebiyatımızın en seçk
18 TL.
Sâmipaşazâde Sezâi Sergüzeşt'te, küçük yaşta Kafkasya'dan İstanbul'a esir olarak getirilen Dilber'in değişik konaklarda yaşadığı yürek burkan serüvenini anlatır. Harputlu Mustafa Efendi'nin konağında küçük bir hizmetçi kız olan Dilber; Celâl Bey'in önce oyalanacak bir köle, sonra sevgili olarak gördüğü Dilber; Mısırlı zenginin konağında ise odalık olmaktansa ölümü göze alan Dilber. Bu türden bir anlatım yazınımızda ilktir.
20 TL.
Eski geleneğin kimi kalıplarını sürdürmekle birlikte, Taaşşuk'u Tal'at ve Fitnat (Talât ve Fitnat'n Aşkı), yazınımıza Batılı yöntemle yazılmış roman türünün ilk örneği olarak kabul edilmektedir. 18 yaşında yetim bir çocuk olan Tal'at Bey, bir yaşındayken öksüz kalan, babasını tanımayan bir kız olan Fitnat'a ilk görüşte âşık olur. Ancak kızı sokağa bile çıkarmayan tutucu bir adam olan babalığı tütüncü Hacı- baba aksi, dediğim dedik bir adamdır ve üvey kızına kendi ölçütlerine göre bir koca bulmak istemektedi
24 TL.
Tolstoy, Şeytan'ı, Anna Karenina'dan yaklaşık on yıl sonra, 1898 yılının Kasımı'nda yazmıştır. Bu ilginç uzun öykü, okuru, Kreutzer Sonat ile birlikte Tolstoy evreninin en temel iki sorunsalıyla bir kez daha karşı karşıya getiren sınırlı bir özet gibidir: Taşra aristokrasisine dayalı ideal aile mitosuyla ve kadının bir baştan çıkartıcı olduğu anlayışıyla Tolstoy, bu öyküde, etkilendiğini bildi- ğimiz Schopenhauer irade felsefesinin sanki bir uygulamasını gerçekleştirir. Orada türün devamından öteye bir amac
20 TL.
Halkın yüzlerce yıldır severek anlattığı, dinlediği ve yazıya geçirildikten sonra da okuduğu Kerem ile Aslı hikâyesi, sözlü halk edebiyatının klasik ürünlerinden biridir. Âşık Kerem'in yaşadığı aşkın yüceliği, ayrılığın yürek üzüntüsü ve ölümün iç burkan etkisi, Anadolu insanının hiç de yabancısı olmadığı duygulardır. Yazar Ahmet Özdemir, Kerem ile Aslı hikâyesinin metnini, halk edebiyatı alanındaki birikiminden de yararlanarak, günümüz diliyle yeniden yazdı. Âşık Kerem ile sevgilisi Aslı'nın başından geçen
20 TL.
Ferdâ-yı Garâm (Aşkın Yarını), Mehmet Rauf'un Eylül'den sonra, en önemli romanı- dır. Sermed'le Mâcid'in, çocukluk yıllarında düşmanlıkla başlayan, ilk gençlik çağlarında büyük bir tutkuya dönüşen aşklarının hü- zünlerle, hep ferdâ-yı garâm kaygılarıyla gölgelenişini, Servet-i Fünûn anlayışıyla öykülemektedir. Bu içli aşkın kahramanları için aşk, yaşanmışlığıyla değil, hayâl edilişiyle vardır ve onlar, bu aşkı en içten duyabilecekleri çağlarında, vazgeçişin dayanılmaz çekiciliğine kapılırlar.
20 TL.
Mevlânâ'nın Mesnevî'si, onun din ve tasavvuf konularındaki görüşlerini içeren en bü- yük yapıtıdır. Mevlânâ bu yapıtını zamanın doğu kültürünün özü diyebileceğimiz öğretici ve duygulandırıcı bilgilerle yazarken, yer yer de hikâyelerle süslemiş, öğretici metinlerine örnek olarak bu hikâyeleri anlatmıştır. Kitabımızda yer alan seçme metinler, zamanın kültürünün ve dünyaya bakışının da birer özeti gibi düşünülebilir.
20 TL.
Ali Bey, onu büyük bir aşkla seven baştan çıkarıcı Mehpeyker ve mâsum Dilâşûb... İntibâh, bu üç gencin felâketle sonuçlanan serüvenlerinin romanıdır. Nâmık Kemal'in Romantik üslûpla kaleme aldığı bu yapıtta, tutkuya dönüşen aşkın hem sevecenliğe, fedâkârlığa yol açan güzel yüzü; hem de kötülüklere, ölüme yol açan çirkin yüzü ba- şarılı bir anlatımla veriliyor. Mutluluğu aile yuvasında değil, kötü kadının aşkında arayan Ali Bey'in yol açtığı dramdan, herkesin kendi payına bir ders çıkaracağı kesindir.
24 TL.
Edebiyatımızda gerçekçilik akımının ilk örneklerinden sayılan Araba Sevdası, Avrupa görmüş gençlerden; Frenkler gibi süslü gezen, gösteriş olsun diye cebinde Fransızca dergi ve gazetelerle dolaşan, Bonjur! Bonsuvar! Vuz alle biyen! diyebilmek için Beyoğlu'nda adam arayan; Türkçe konuşurken araya yalan yanlış Fransızca sözcükler katmadan edemeyen; savurganlığa, borç etmeye özenen; Türkçe'yi kaba bir dil sayıp bu dilin câhili olduğu için övünen Bihruz Bey'in trajikomik öyküsüdür. Romanın kahramanı Bihruz Bey,
30 TL.
Yazınımızın önemli başyapıtlarından Eylül romanının yazarı Mehmet Rauf'un Define ve devamı Kan Damlası adlı romanları, polisiye roman türünün sürükleyici örneklerindendir. Define'de, Divan şairi Fuzûlî'nin Divan'ındaki kimi sözcüklerle şifrelenip nerede gizlendiği belirtilen altın paraların ve mü- cevherlerin bulunuş serüveni, heyecanlı bir dille anlatılır. Define yayımlandığı dönemde olduğu kadar, bu gün de aynı zevkle ve heyecanla okunacak usta işi bir romandır.
20 TL.
Sıralama : Göster :
Toplam 62 kayıt bulunmuştur Gösterilen 40-60 / Aktif Sayfa : 3